Var olan bu problemin açığa çıkmış halini şu arada kalmış bulunduğum durum ile ifadelendirebilirim.
Kolları alabildiğine dövmeli, eti domuz eti gibi salık.
- İncil var mı? (Ses tonu gereksiz bir özgüven taşıyordu. Ne yani uyduruk, bozguna uğramış bir inanış biçiminin neresi özgüven nedeni olabilirdi, bilmiyorum)
+kontrol ediyorum bir dakika
Yoktur elimizde diyemeden çocuğun ses tonuna yakın bir sesle cüretkar bir tavırla bir başka müşteri yaşlı teyze ne yapacaksın İncili ve diye karşı koyar. Gençse, yolda kendisine öten kuşa, mırıldayan kediye, konağın ikinci katında sigarasını içerken elindeki cam şişeyi aşağıya düşüren sahte kabadayıya bile 'ben hristiyanım' deme dürtüsü halinde, teyzeye de 'ben hristiyanım' dedi. Teyzenin sâfiyeti kendisine cesurluğu aşıladıkça aşılıyordu.
-Kuran oku, boşver onu sen
Çocuğun yüzü buruştu, fare kıçına dönen dudaklarıyla. Arkasını döndü, adres sordu ve ayrıldı, rönesans dönemi burjuvazinin şamaroğluna dönen yeni papaz olmuş hristiyan edasıyla.