Yazmayıp da ne yapacaktım: el kalemi tutmak zorundadır. Bu bir menfaatten çok müdafaadır. Toplum hengamesinde eziliş’ten en ufak hasar almak. Biçerdöverler her zaman korkunç, ürkütücü gelmiştir; sesini, görünüşünü hep vahşice bulmuşumdur. Toplum halkına algılayış/ algılatma biçer döverse: ezilen o sivri demirlerden, bıçkından geçirilen gençlerin ta kendisi; hislerin ezilip, dövüldüğü, bakışların koparılıp yabana atılışı ve kimliksiz yaşayışlar arkada kalmışlıklar. Sert rüzgâr devam eder; tarla sahipleriymiş, ayak basarlar. Derler ki: “Sana söylenileni yap!" Yaparsın da yine olmaz. İnat edersin kimliğinde. İçinden bir ses yankılanır: “Sizin pis sularınızla sulanmak istemiyorum.” Yetmez; duyulmaz çünkü. Ve o an ciddiyet: çöldeki yaban mersini.
Kayıtlar